3 Eylül 2012 Pazartesi

Bir An

İrkildi bir kol dürtmesiyle.
-'Gördün mü' dedi sarışın kız
-'Kimi?'
Göz ucuyla işaret etti.
Tam karşısında oturan, teni güneşten bronzlaşmış erkeğe baktı kız.
-'Önümüzden geçti'
Fark etmemişti.
Sadece baktııııııı baktı. Her şey çok önce bitmemiş miydi? 'Tesadüfün böylesi' diye iç geçirdi ama burada olabileceğini tahmin etmeliydi.
Bir süre sonra yok oldu çocuk. Görebileceği bütün alanı taradı gözleri. İşte oradaydı. Yine karşısında, yine görüş alanında.
Bazen karanlık kapının önünde.Bazen masanın başında.
Sonra...
Birden hava değişti. Sola baktı kız. Kapıdaki, saks mavisi gömleği, siyah pantolonuyla en iyi modele taş çıkartacak uzun boylu, yakışıklı çocuğu fark etti. Yavaş yavaş geldi ve yanında ki sandalyeyi işaret ederek
-'Boş mu' diye sordu. Soruya şaşırmış olmanın verdiği acayip bir ses tonu ve çirkin yüz ifadesiyle anında 'boş'  diye yanıtladı kız. Yanına oturmasını beklemiyordu ama...
Onun şu an salonda bulunan en yakışıklı erkek olduğuna bahse girebilirdi kız. Kokusunu duymak ister gibi havayı kokladı. En az görünüşü kadar çekiciydi.
Unutturmuş muydu eskiyi?
Anlıktı belki de her şey. Karşıya baktı. Oradaydı. Bakar gibi bir hali vardı.
Ama bir an bile
Göz göze gelip gelmediklerine emin olamadı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder