30 Nisan 2012 Pazartesi

Sil Baştan

En yakın arkadaşım bugün 'yazma artık şu çocuğu, sil gitsin, uğraşma zaman kaybı' dedi. Belli ki pek bi üzülmüş benim durumuma. 'Sildim gitti' dedim bende. 'Seni mi kırıcam sevgili çokta dost yok :)'
Böylelikle bir aşk masalının daha sonuna gelmiş olduk :)
Yazmıyorum artık onunla ilgili daha güzel eğlenceli şeyler yazmaya karar verdim.
Hayatımı düzenlemekle başladım ve ilk olarak da kıştan kalma iki kilomu vermek istiyorum :)
Bakalım sıra neye gelecek...
Şimdilik bu kadar sevgiyle hoşça kalın :)
Bu da bol gülücüklü kısa bir yazı olsun :)



29 Nisan 2012 Pazar

sonsuz sevgilerimle

Yarın, aramızda uzun bir mesafe olan sevdiceğilme arama bir de ülke mesafesi girecek. İngiltere'ye gidiyor. Ülkemizi bir kez daha Avrupa şampiyonasında temsil edecek. İnanıyorum ki daha önce olduğu gibi yine 1. olacak ve benim ona bir kez daha hayran olmamı sağlayacak.
Uzaklara gitmesi benim canımı yakmıyor zaten yeterince uzağız birbirimize. Hatta ne kadar aramızda bir şey olmasa da bu durum gururlandırıyor beni. Heyecanıma bir yenisi daha ekleniyor. Şimdi cumartesiye kadar beklicem, sabah erkenden kalkıcam elime bilgisayarımı alıp an an ne yaptığını yazmalarını beklicem.
O yokken ona yazıcam tüm yazılarımı. Sanki beni duyuyormuş gibi davranıp, hissetmesini beklicem. Tüm dualarımı kalkan edicem ona ve kalbim onun yanında olacak uzak diyarlarda.
Ne zaman vazgeçtim desem onun için içimde bitmek bilmeyen iyi duygular, iyi dilekler,başarı temennileri... ile karşılaşıyorum Kendimi her an onu düşünürken buluyorum, kopamıyorum. Keşke bu iyi dileklerimi ona da söyleyebilseydim. Yanında olabilseydim. Ama o bunu istememişken yapamam. Elbette onu beklemeyeceğim de. Ama o hep hayatımda olacak. Görebileceğim, haber alabileceğim kadar yakınımda bir o kadar uzağımda...
Sana bir şey olmasın.
Oralarda iyi bak kendine.
En önemlisi de sakatlanma...
Başarılarım daim olsun sevdiğim.
Bu sefer de benim için 1. ol :)

25 Nisan 2012 Çarşamba

Sahibine Ulaşmamış Satırlar

İyi biriyim desem neden kendimi böyle tarif ettiğimi görmeden anlayabilir misin? Ya da sinirli ,hırçın, cadı...Hayır hiçbirini beni yaşamadan anlayamazsın. Neden sinirlendiğimi bilmeden, sinirliyim dediğimde bana nasıl ön yargılı davranırsın. Cadıyım diye çekilmez miyim. Kim bilir belkide bu bana yakışan bir özelliktir. Kötü kalpliyim desem kaçarsın ama nereden biliyorsun iyilere karşı mı kötüyüm, sahtekarlara karşı mı?
Peki ya yalnızlık. Yalnızlığıma dokunabilir misin, görebilir misin kendini gözyaşlarımda. Yazarım sürekli. Yazılarım anlatır seninle konuşurken atladığım satırları,pişmanlıklarımı,doğrularımı yanlışlarımı. Beni.
Ne iyi kalpliyim ne de kötü. Ne yalancıyım ne de doğrucu başı. Tıpkı mutluluğunu gördüğüm zaman hissettiklerini bilemediğim gibi siyah bana çok yakışıyor desem hayal edebilir misin?
Hedeflerim ve hayallerim olsa da planlar yoktur hayatımda. Hayat çok kısa. Yoksa nasıl bu kadar cesur olabilirdim. Hayatta ölümden korktuğum kadar hiçbir şey korkutmaz beni. Hem patavatsız hem de cadıyım. Anlık yaşarım. Çekinmem kimseden ama aynı zamanda utangacım. Yani anı anına uymayan dengesizin tekiyim. Yapcam deyip yapmadığım şeyler olduğu gibi kesin yapmam deyip yaptığım şeylerde oldu hayatımda. Bunu yolladıktan sonraki pişmanlığımı da bir parça hissediyorum ama yazmasam da içimdekileri biliyorum. Yolladıktan sonraki bekleyişlerime üzülüyorum. Kimseye vermediğim şansı istiyorum.
Düşünüyorum da bu saçmalıklar beni ne kadar tanıtabilir ki. Pff hepsi saçmalık ve bir delete tuşuna bağlı yok olup gitmeleri. Tıpkı bu yazdıklarımı kendini rezil ediyorsun diyen arkadaşıma inat olsun diye yolladığımı bildiğim gibi, bunları okuduktan sonra kararlarının değişmeyeceğini de biliyorum. Gülümse. Görüyorsun ki kız arkadaşın olması beni durdurmaya yetmiyor. Çünkü ben seni imkansızın ortasında buldum. Kız arkadaşımı seviyorum dersen yapacak bir şeyim yok. Ama eğer içinde ufak bir şüphe varsa bana bir şans ver. Bilmiyorum belki senden hiç hoşlanmayacağım ya da sen benden. Belkide aşık olucaz birbirimize. Tek istediğim her duygunun karşılıklı olması. Ama bunu görüşemezsek asla bilemicez. 1 gün belkide 1saat yeter bize.
Son çırpınışlarım bunlar. Bundan sonrası karanlık. Bundan sonrası yalnızlık.

23 Nisan 2012 Pazartesi

Hayat

Tüm doğrularım ve tüm yanlışlarımla. Bugün içindi yaşadıklarım. Üç noktaları sildim hayatımdan. Sonlar yazdım yepyeni başlangıçlara. Ne istediğimizi bilmediğimizden değil miydi gitmelerimiz. Yap boz gibi birleştirdim zamanı. İşte bugün hepsinin bittiği ve beklediğime değdiği an.

11 Nisan 2012 Çarşamba

Anlamak

Anlamak zordur bazı şeyleri. Çünkü sevdiklerimiz sadeleşmiş cümlelerle konuşur bize. Fırsat ararız kısıtlanmış cümleleri genişletmek, sevgiyi öğrenmek için. Oysaki sevgiyi öğreneceğimiz kimse de yoktur. Tüm sevgiler ve aşklar örnektir sadece. Aslında mutluluk da sandığımız kadar yakın değildir.

8 Nisan 2012 Pazar

Düşün

Karanlık bir cadde düşün ya da kapısını çaldığım sensiz bir ev. Yalnızlık düşün koskocaman. Küçücük kalbime sığdıramadığım beni farklı biri haline getiren. Son olarak kendini, bendeki yerini düşün. Hayal edemediğine eminim. Çünkü o karanlık cadde gibiyim. Derinliklerimi yalnızlığıma adım atmadan fark edemezsin.

Zor

Her gün yeni bir hayat sınavından geçiyoruz. Hayal kırıklıklarıyla da birine iyilik yaptığımızda karşılaşıyoruz. Zor, çok zor. Birini anlamakta, laf anlatmakta. En zoru da değer verdikçe değersizleşiyoruz.

5 Nisan 2012 Perşembe

. . .

Gelişi güzel olmuştu her şey.
Olması gerektiğinden farklı.
Tam da olmaması gerektiği gibi...