22 Haziran 2012 Cuma

Tatlı Kargaşa

Atamadığımız adımlar, sakladığımız aşklar, gizlediğimiz sırlar, yaşayamadığımız hayaller...
Cesaretine mi yoksa egona mı yenilirsin?
Hangisi hayatımızın merkezine oturan bizi yanıltan şey.
Düşünelim.
Cesaretimiz sayesinde hayatımıza dahil olanlara sarılalım mı, yoksa egomuz yüzünden kaybettiklerimize ağlayalım mı?
İkisini de yapmayıp kendimiz, sadece kendimiz ve kendi mutluluğumuz için yaşamayı öğrenelim.
Hep gülmeyelim, zaman zaman ağlayalım ki güldüğümüz günlerin kıymetini bilelim.
Kısacık hayatımız ne büyük sürprizlerle dolu. 
Bazen bir gülümseme bizi alır başka bir hayatın ortasına oturtur, bazense yerin dibine sokar.
Yer-Zaman-Durum
Cesaretine de egona da yenilme ya da mutlu olacağına eminsen her ikisine de yenil.
Birini mi seviyorsun git söyle. Zaten kaybedeceğin bir şey yok. Bu hayat senin hayatın ve tahmin ettiğinden daha kısa. Birini boşuna bekleyerek saçını beyazlatmana ne gerek. Belki de 1saniyeni bile hak etmeyen biri.
Birine mi kızdın arkasından çekiştireceğine git söyle. Bağırıp çağırmana gerek yok. İnsan gibi anlat belki de çözülmeyecek bir şey değildir.
Birinden nefret mi ediyorsun onu söyleme. At içine, uzaklaş. Karşında ki de insan. Unutma sevdiğimiz kadar sevmediğimiz, sevenimiz kadar sevmeyenimiz de olabilir.
.
.
.
yani sen kendin için, mutlu olmak için yaşa ama kimseyi de yorma.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder